Cumhuriyet’in anlamı ve önemi? Cumhuriyet nasıl ilan edildi?

Halkı yöneten insanlar, seçimle iş başına gelirler. Halk, istediğini seçer, istemediğini seçmez. Seçilen kişiler halka karşı sorumludurlar. İşte bütün bunlardan dolayı cumhuriyet en iyi yönetim şeklidir.

Cumhuriyet’in anlamı ve önemi? Cumhuriyet nasıl ilan edildi?
Yayınlama: 27.10.2023

Cumhuriyetin ilanı ile neler gerçekleşmiştir? Cumhuriyet’in anlamı ve önemi? Cumhuriyet nasıl ilan edildi?

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti’nin resmen kurulduğu tarihtir. Ulu Önder Atatürk, diğer bayramlar gibi bu bayramı da gelecek nesillere bir miras olarak bırakmıştır. 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan bir anayasa değişikliğiyle Türkiye’nin yönetim biçimi Cumhuriyet olarak belirlenmiştir. Bunun 101 pare top atışıyla kutlanması aynı gün meclis tarafından kararlaştırılmıştır.

Bizler de yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş günü olan 29 Ekim’i her yıl ülkece coşku içinde kutlamaya devam ediyoruz. Yurdumuz Cumhuriyete Kurtuluş Savaşı’ndan sonra kavuştu. Önceleri devletimizin adı Osmanlı Devleti idi. Devlet İdaresinde bütün yetki padişahın elindeydi. Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’nda yenik sayıldı. Düşmanlar yurdumuza girdiler. Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Birçok yerde toplantılar yaptı. Hakkımızı “Ya istiklal, ya ölüm” parolası altında birleştirdi.

24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması imzalanarak yeni Türk devletinin bağımsızlığı kabul edildi. İkinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanmasından 2 ay sonra 13 Ekim 1923’te Ankara, Türkiye’nin hükümet merkezi oldu. Böylelikle yeni rejimin adının belirlenmesi ve yeni devlet başkanının seçilmesi gerekiyordu. O güne kadar Devlet Başkanlığı görevi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa tarafından yürütülmüştü.

Mustafa Kemal Atatürk, 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Çankaya Köşkü’nde arkadaşları için Latife Hanım’a bir sofra hazırlattı. İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey’in de yer aldığı akşam yemeğinde yaşananları Mustafa Kemal Paşa, Nutuk’ta şu şekilde anlatıyor:

“Gece olmuştu… Çankaya’ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşa’lara rastladım. Ali Fuat Paşa, Ankara’dan hareket ederken bunların Ankara’ya geldiklerini o günkü gazetede ‘Bir Uğurlama ve Bir Karşılama’ başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kazım Paşa’ya ve Fethi Bey’e de Çankaya’ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya’ya gittiğim zaman, orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey’lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum.

Yemek sırasında: ‘Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz’ dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Yaptığım programın ve verdiğim talimatın uygulanışını göreceksiniz.

Efendiler, görüyorsunuz ki Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara’da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların da aslında ve tabii olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki o sırada Ankara’da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyet’in ilan edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar.”

Mustafa Kemal Paşa o gece İsmet Paşa ile 1921 Anayasası’nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı. “Türkiye devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir.” hükmünün yer aldığı tasarı üzerine TBMM’de saat 20.30’da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla Cumhuriyet’in ilanı kabul edildi.

Böylece yeni devletin yönetim biçimi son şeklini aldı. Cumhuriyet’in ilanı ile “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” ilkesi de yerini aldı. Ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Seçimin ardından kürsüye gelen Mustafa Kemal Paşa, yaptığı konuşmasını, “Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.” sözü ile tamamladı.

Böylece soru işareti olan konular netlik kazanarak hükümetin kurulma şekli yeniden düzenlendi. Buna göre, cumhurbaşkanı başbakanı atayacak, başbakan da bakanlarını seçip cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu uygulamayla, Meclis Hükümeti Sistemi yerine parlamenter rejime geçilmiş oldu.

Cumhuriyet, bir ülkenin yönetim şekillerinden biri olarak tanımlanır. Cumhuriyet, devletin başkanının genellikle seçimle belirlendiği ve monarşiden farklı olarak krallık veya soyluluk gibi kalıcı bir hükümet yapısının olmadığı bir yönetim şeklidir.

Cumhuriyetin temel özellikleri şunlar olabilir:

  1. Halk Egemenliği: Cumhuriyetlerde iktidar halktan türetilir ve halk, genellikle seçimler aracılığıyla devlet başkanını veya temsilcilerini seçer. Bu, halkın devlet işlerine katılma hakkını vurgular.
  2. Hukukun Üstünlüğü: Cumhuriyetlerde hukukun üstünlüğü prensibi vardır, yani herkes yasalara tabidir, ve hukuk devleti ilkesi geçerlidir. Yasalar, tüm vatandaşlar için eşit olarak uygulanır.
  3. Eşitlik: Cumhuriyetler, vatandaşların eşit haklara ve fırsatlara sahip olduğu bir toplum idealini teşvik eder. Irk, cinsiyet, din veya diğer ayrımcılık biçimleri üzerine kurulu ayrımcılık reddedilir.
  4. Devlet Başkanının Seçimi: Cumhuriyetlerde devlet başkanı genellikle halk tarafından seçilir veya parlamento tarafından atanır. Devlet başkanının sınırlı bir görev süresi vardır, ve tekrar seçilme veya atanma hakkı vardır.
  5. Kamu Denetimi: Cumhuriyetlerde kamu harcamaları ve yönetimi genellikle kamu denetimi ve hesap verebilirlik ilkelerine tabidir. Hükümet faaliyetleri kamuoyu gözetimine açıktır.

Cumhuriyet, monarşi veya otoriter yönetim gibi diğer yönetim biçimlerinden farklılık gösterir. Cumhuriyetlerde iktidarın kaynağı genellikle halkın iradesiyle belirlenir ve demokrasi ilkeleri bu yönetim şeklinin temelini oluşturur. Cumhuriyet, birçok ülkenin tercih ettiği yönetim şeklidir, özellikle demokratik cumhuriyetler, halkın katılımını ve temsilini önemser. Ancak, her ülkenin cumhuriyet yönetimi kendi özel anayasa ve yasalarına göre şekillenir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.